Bir bilim insanı ve ekonomist olarak pandemi sürecini hem ülkemizde hem de Dünyada yakından takip etmekteyim. Zira salgın sürecinin psikolojik, sosyolojik ve ekonomik pek çok sonucu var. Salgının seyrini görebilmek için pandemiyle ilgili istatistiklerin yayınlandığı resmi internet sitesi olan Worldometer’a bakmak istiyorum. Sağlık alanında uzman olmadığım için salgının seyri hakkında bakabileceğim yegâne kaynak Worldometer’daki rakamlar.
Bildiğiniz gibi, salgınla ilgili istatistikleri Worldometer’dan alıyoruz. Bu sitede Dünya geneline ilişkin istatistikler olduğu gibi ülke bazlı istatistikler de bulunuyor (Worldometer, 2020). Dünya genelindeki istatistiklere baktığımızda, 13 Ağustos itibarıyla Dünya’da toplam 20.832.243 vaka bulunduğunu, bu vakaların 13.726.454’ünün iyileştiğini 747.682’sinin öldüğünü ve 6.358.107’sinin de halen aktif olarak hastalığı geçirdiğini görmekteyiz (Worldometer, 2020). Peki salgının başladığı günden bugüne vaka sayıları, iyileşme ve ölüm oranları nasıl bir seyir izledi? Worldometer’da Covid-19’a ilişkin rakamlar 22 Ocaktan bu yana yayınlanıyor (Worldometer, 2020). 22 Ocak verisine baktığımızda, Dünya genelinde 580 vakanın bulunduğunu ve 17 kişinin de öldüğünü görmekteyiz (Worldometer, 2020). Bu tarihten itibaren beklenildiği gibi gerek vaka sayıları gerekse ölüm oranları kümülatif olarak sürekli artıyor (Worldometer, 2020). Worldometer aktif vakalarla ilgili olarak hastalığı hafif olarak geçirenler ve hastalığı ağır olarak geçirenler şeklinde iki alt istatistik sunuyor (Worldometer, 2020). Ancak bu istatistikler 22 Ocaktan bu yana günlük olarak sunuluyor ve bu iki alt istatistiğin geçmiş verilerine ulaşılamıyor (Worldometer, 2020). 13 Ağustos itibarıyla 6.358.107 vakanın 6.293.545’i hastalığı hafif geçirirken 64.562’si hastalığı ağır olarak geçiriyor (Worldometer, 2020). Yani oransal olarak bakıldığında, aktif vakaların %99’u hastalığı hafif geçirirken, %1’lik kısmı hastalığı ağır geçiriyor (Worldometer, 2020). Bir de kapanmış olan vaka sayılarına ilişkin istatistiklere bakalım. Worldometer kapanmış vaka sayılarıyla ilgili de iki alt istatistik sunuyor: Bunlardan biri iyileşenler, diğeri ise; ölenler (Worldometer, 2020). Aktif vakalardan farklı olarak 02 Şubattan bugüne, gün be gün iyileşenlerin ve ölenlerin istatistiklerine ulaşabiliyorsunuz (Worldometer, 2020). İyileşme ve ölüm oranlarına bakıldığında ise; 02 Şubatta iyileşme oranının %58,20 olduğunu, ölüm oranının ise; %41,80 olduğunu görmekteyiz (Worldometer, 2020). İyileşme oranının 09 Mart’a kadar yükseldiğini ve %94,09’a ulaştığını, ölüm oranının ise; 07 Mart’a kadar düştüğünü ve bu tarihte %5,64 olduğunu görmekteyiz (Worldometer, 2020). Daha sonra 07 Nisan’a kadar iyileşme oranı %77,74’e kadar düşerken, ölüm oranı da %22,26’ya yükseliyor (Worldometer, 2020). Bu tarihten itibaren, iyileşme oranı sürekli artarken ölüm oranları sürekli düşüş kaydediyor (Worldometer, 2020). Nitekim 12 Ağustos itibarıyla iyileşme oranı %94,83 ve ölüm oranı da %5,17 (Worldometer, 2020). Hiç şüphesiz bu gelişmelerde alınan önlemlerin, maske ve sosyal mesafe uygulamalarının önemli bir etkisi olduğu söylenebilir. Ancak medyada her gün çıkan haberlerde, özellikle katı kısıtlayıcı önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte, vaka sayılarının rekor kırdığı belirtiliyor. Dolayısıyla vaka sayıları rekor kırarken, iyileşme oranlarının sürekli artması ve ölüm oranlarının sürekli düşmesi acaba olumlu bir gelişme değil midir diye düşünmeden edemiyorum. Bu noktada yazdıklarımın yanlış anlaşılmaması gerektiğini ve bu salgın konusunda sağlık uzmanları tarafından söylenenleri dinlemek ve kurallara harfiyen uymak zorunda olduğumuzu belirtmek isterim. Zira, bizlerin bu salgının ciddiyeti konusunda değerlendirme yapacak uzmanlığımız yok. Dolayısıyla, sağlık uzmanlarına inanmak ve onların uyarılarını dikkate almak zorundayız. Benim burada yapmaya çalıştığım sadece salgının seyri konusundaki istatistikleri ortaya koymak.
Peki bir salgın nasıl biter? Bugüne kadar yaşadığımız deneyimleri incelediğimizde, katı kısıtlayıcı önlemler uygulandığında vaka sayılarının düştüğünü ancak bu kısıtlamalar gevşetilmeye başladığı andan itibaren vaka sayılarının tekrar artmaya başladığını görüyoruz. Toplumlar üzerinde kısıtlayıcı önlemlerin uzun vadede uygulanamayacağı açık bir gerçek. Bu durumda yalnız kısıtlayıcı önlemlerle bu pandemiyi bitiremeyeceğimiz açık hale geliyor. Uzmanlar bir pandeminin üç yolla bitirilebileceğini ifade ediyorlar (Ceyhan, Mehmet, Yeşim Sert Karaaslan Röportajı, 23.03.2020): Bunlardan birincisi, insanların önemli bir kısmının virüse karşı bağışık hale gelmesi, ikincisi, aşı ile insanların bağışık hale getirilmesi ve üçüncüsü de virüsün mutasyona uğrayarak insandan insana bulaşma özelliğini kaybetmesi. İstatistiklere göre virüsten ölüm oranının halen %5 düzeyinde olması, virüsün milyonlarca insana bulaşması ve bu şekilde insanların doğal bağışıklık kazanmasını tercih etmenin mümkün olmadığını gösteriyor. Bu durumda iki seçenek kalıyor. Virüs ya mutasyona uğrayacak ya da insanlar virüse karşı aşılanacak. Dolayısıyla yetkililerin artık, bu iki seçenek üzerinde yoğunlaşması gerektiğine inanıyorum. Bu doğrultuda virüsün mutasyona uğrayıp uğramadığına ilişkin çalışmaların hızla tamamlanması ve şayet geliştirilmiş ve güvenliği onaylanmış bir aşı varsa bu aşının ivedilikle temin edilerek gerekli aşılamanın yapılması gerekiyor.
Pandemi sürecinin toplum üzerinde yarattığı psikolojik, sosyolojik ve ekonomik maliyetler daha fazla artmadan bu sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması dileğiyle…
Kaynak
Ceyhan, Mehmet. “Pandemi Üç Yolla Bitebilir”, Yeşim Sert Karaaslan Röportajı, https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/pandemi-uc-yolla-bitebilir/1775570, 23.03.2020.
Worldometer. Covid-19 Coronavirus Pandemic, https://www.worldometers.info/coronavirus/, 13.08.2020.